Sahibinden'de ortalamanın 100 200 TL aşağısına koyun hemen satılır. Telefonculardan uzak durun

Esim kullaniyor. Boyle sari camli bir sey, cok ise yaradigini soylemisti. Nereden kaca aldi bilemiyorum ama ogrenince editlerim burayi.

www.gittigidiyor.com
Bu sarı camlı gözlüklerden eskiden babam da kullanıyordu ve işe yaradığını söylüyordu.

Dekatlon da var kar güneş gözlüğü

1500 km yol gittim ışıklardan dolayı çok rahatsız oldum. Hatta buaraya başlık bile açtım. Daha sonra bu 1500 km yolu geri döndüğümde aldığım tavsiyeler şuydu: karşı taraftan gelen araba ne olursa olsun asla bakma. Uzunları mi yakmış sislileri mi açmış sinir olup bakmayın. Olan size oluyor. Bende epey işe yaradı bu. Eğer başka bir rahatsızlıginiz varsa onu bilemem. Ayrıca gözlükçüler gözünüze göre gece gözlüğü yapabiliyor.

marshall major 3

www.amazon.com.tr

Şunu 950 almıştım. İndirim geliyor arada, yakalarsan kaçırma. Ben memnunum.

O kadar bütçe ayırsam "Bose"lere bir göz atardım.

okuduğum kitapları veriyorum. temel yaşam araç gereçleri ile yaşıyorum.

Kitap almayın. E-Kitap okuyucu alın. Kitapları satın ya da bağışlayın. Çok sevdiğiniz ya da sizin için önemli olan kitapları ayırın. İşe yaramayan her şeyi satın. Size gerekli gözüken şeyler göz önünde olmayınca belki yokluklarını fark etmeyeceksiniz bile. Bir de şeffaf, kapaklı kutular işe yarıyor.

maddi değeri yüksek ve kullanmadığım şeyler --> anında satılıyor
maddi değeri düşük ama kültürel değeri olan eşyalar kitap dergi vs --> mümkün olduğunca biriktiriyorum, sağda solda birikiyor
hem maddi değeri düşük hem bi değeri olmayan şeyler --> çöp, bağışlama kutusu, sağa sola hediye etme

kutu güzel ancak ben kutunun içinde unutuyorum ne olduğunu. hatta bazen aynı şeyden 2 tane aldığım oluyor. b12 de eksik, napacaksın :(

garage sale diye evde corona partili satış mı başlatsam, napsam allam.

kitapları bi tur ayıkladım. hepsini yükledim tek tek internete. kimse almadı. 10 lira yazdım, 5 lira istediler. 5 lira yazdım, hesabımda 2 lira var dediler. içim daraldı.

dolap almak en iyi çözüm, yeterince dolap alırsan ev çok kalabalık gözükmüoyor. eğer bir şeyi koymak ya da almak için önce başka bir şeyi alıp koyman gerekiyorsa yeterince dolabın yoktur

@hoot

ya benim anne baba da o kafada. 3+1 evde 2 kişi kaldılar. her yer dolap oldu. atın diyorum atmıyolar. misafirin misafiri gelse ağırlanır o evde o derece. ben direkt atmak istiyorum.

ben kitap satmayla falan ugrasmiyorum, okuyorum, benim icin cok önemli degildse halk kutuphanesine veriyorum.

3 yıl önce sizin gibi fazla eşyadan tepemin attığı bir gün karar alıp sadeleşmeye gitmiştim.
fazla mobilya, istiflemeye dönen koleksiyonlarımı ve teknolojik aletlerimi letgodan sattım. ama sitedeki insanlar o kadar yorucu ki kitap ve kıyafet satışına hiç girmedim.
yılda bir kere gardırop elemesi yapıp bağışlıyorum.
ufak aksesuar, biblo ıvır zıvır almıyorum. açık raf kullanmıyorum.
çok kitap alan biriyim, bir noktadan sonra kontrolden çıkınca mecbur onları da eledim. romanları öğrencilerime hediye ediyorum. okuyup birbirlerine veriyorlar bir işe yarıyor. yetişkinler için olanları da üniversite öğrencilerine veriyorum. artık iki raf dışında hiç kitap tutmuyorum evde.
gerekli evrak, ıvır zıvırları da belli bir düzene koyup etiketli kutularda saklıyorum.

son 2 yılda öyle bir küçüldüm ki öfff..

kız kardeşim eve çıktı, resmen evimden bir evlik eşya ona verdim. asıl küçülme öyle oldu.

2. el uygulamalardan, kıyafet, kitap, ıvır zıvır sattım, halen satıyorum,yavaş yavaş satılıyor ama satılıyor.

ıvır zıvır almıyorum. bu net. yurtdışı seyahatlerinden buzdolabına magnet bile almadık, önceliğimizi hep deneyim biriktirmek olarak belirledik.

evde bir sürü olan mumları yemeklerde, misafir geldikçe yaktık tükettik yenisini almadık.

biblo, süs eşyası vs.. bizim için çok çok önemli değilde sattık.

kitaplarda da okuduğum her kitabı saklamak istemiyorum. bazı seriler ya da bazı yazarlar ya da bazı çok beğendiğim kitaplar dışında ya satıyorum ya dağıtıyorum.

ya benim canım anam getiriyor. yok borcam aldım, yok süs aldım bunu kapına as, yok onu aldım, yok 12 kişilik takım aldım sana (tek kişiyim) bilmem ne. kavga dövüş engellemeye çalışıyorum artık.

galiba evde ıvır zıvır koyacak dolabım yok. mesela salonda sadece tv altı dolabım var. kalan her yer açık. diğer odalarda sorun yok zaten, en büyük sorun burada. kallaxlarıma kapak bulayım ben.

Her şeyin sayısını belirledim. Yeni bir şey alınca eskilerden bir tane atıyorum. Yatak sayısı kadar yorgan, Yatak sayısı tane battaniye Yatak sayısı x2 nevresim takımı, Kişi sayısı x2 havlu takımı... Bu liste uzayıp gidiyor.
Sayılı don, sayılı çorap, sayılı gömlek, sayılı bardak...
Kitap özelinde en iyi çözüm dissendium'da dediği gibi e kitap okuyucu

Türk insanının en büyük savaşı "boş alan" ile. İnsanlar asla boş alana izin vermiyorlar. Boşluk olunca eksiklik gibi geliyor. O yüzden kitaplara geçmeden önce en azından salonun bir kenarında, hiçbir şeyin olmadığı, hadi en fazla bir saksı bitkisi olan genişçe bir boş alan açmaya çalışın derim. Çünkü yeni eve taşınsanız da alışkanlıklarınız peşinizden gelecek.

@whoosie

bitkiler asla kalabalık gelmiyor bana ya, orman içinde yaşayayım sorun yok.

akşam elime bi çöp poşeti alıp evi gezeceğim. kitapları da tekrar eleyip "hangisi kalsın" diye soracağım. görelim bakalım, adadan kimler elenecek...

ayrıca reader'ım var. kitaplarımın yarısı mesleki. onları hayatta atamam mesela. hepsi benim bebeklerim :(

Aktif donup bakmayacagim kitaplari icinde ne oldugunu gorebilcek sekilde kutuya etiketleyerek kaldirdim. ivir zivir icin ufak bir alan belirledim gerisi cekmeceye koyuyorum hic gozumr gelmiyor kaldi ki ivir zivir denen cogu seyi kullaniyorum ama cekmecede yigilinca gozume batmiyor. koca koca dolaplar olmasa da cekmece, bufe tarzi bir kismi acik bir kismi kapali veya boyu cok uzun olmayan seyler deneyebilirsiniz. Bir de esya atma stratejisi 1 seneden fazla elim
degmediyse bb...

www.netflix.com

-Kitapları hibe edilecek ve satılacaklar şeklinde ayırın. -Sevdiğiniz türden 20-30 kitap ayırabilirsiniz illa bir kitaplığım olsun diyorsanız. Eksiduyuru üzerinden çok kitap dağıttım, cüzi rakamlara sattıklarım da oldu.
-Giysi satışı için dolap, gardrops gibi uygulamalar kullanın. Semtinizdeki giysi hibe kutularının yerlerini öğrenin.
-Sandıksız koltuk, bazasız yatak almak kültürümüze ters. Mobilya yenileyeceğiniz zaman bunu hatırlayın.
-Elektronik atıkları biriktirmeyin.
-Biblo kadar gereksiz birşey yok, toz almayı zorlaştırıyor. Dağıtın.
-İhtiyaç haritası gibi sitelere ihtiyaç fazlası eşyalarınızı bağışlayın.

Netflix'deki belgesel(!)i öneren olmuş da.

Konusu 'İşi gücü bırak, her şeyden kurtul, asalak yaşa.' şeklinde özetlenebilir.

Minimalizm'i çok yanlış anlamış bir film o.

marie kondo'nun kitabini okuyun.

www.goodreads.com

bir de bu kitap: www.goodreads.com

Abi daha uygulama ismini doğru yazamıyorsun, senin bilgilerini ne yapsın adamlar? Boş ver...

Zaten görüyor isteyen istediğini onun için ben silmeyi düşünmüyorum.

Olay harbiden çok uzadı, arkadaş konumumuz her yerde çarşaf çarşaf var zaten, kullandığımız milyon tane uygulama var hepsi biliyor ne bok olduğumuzu, devam tabiki watsapa, alsın bilgimi napıyosa yapsın ben standart bir vatandaşım. Gizli iş yapan ya da önemli olduğunu düşünen kişiler düşünsün

konuşmayı gördüğü falan yok. dataları analiz etcek sadece

whatsaptan konuştuğum bir avuç insan var onlarla da konuştuklarım devlet sırrı değil. yazışmalarımı gazeteye bile bassalar bi sıkıntım olmaz.

reklam konusuna gelince google zaten yıllardır dinliyor bizi her şekilde. azcık da zukenberg dinlesin çok mu?

whatsapp'ı silen herkesin facebook'u, yine mark'ın sahibi olduğu instagram'ı falan silmeleri gerekiyor. google photos hepimizi fotoğraflarını kullanıp ne yapay zekalar geliştirdi acaba :) bilgilerinin çalınmasından bu kadar rahatsız insanların akıllı cep telefonlarını ve bilgisayarlarını çöpe atması gerekiyor.

valla veri izni hic umurumda degil; ama herkes boyle birakmisken tepki olarak ben de birakayim diyorum. cunku abd sirketlerinin tekelde olmasi insanlik icin buyuk sikinti.

Yav yok yok ne yazışması ne açılması. Bu verileri kişiden bağımsız olarak toplayıp yapay zeka oluşturuyorlar. Mesela sen ısrarla elma elma elma yazdın ya sana ve yakınındakilere manav reklamı gösterecekler.

Al işte yaptıkları şey şu özet olarak bunun içinde senin benim hepimizin verileri var:
www.youtube.com

Aynen devammm

Facebook ve instagramda paylastigim seyler benim “sahsimin” paylastigi seyler, onlarin acikta olmasini istemesem zaten paylasmazdim o yuzden “ayni sey yiaaa” diyenlere katilmiyorum.

Ayrica zuckerberg tabi ki benim mesajlarimi napcak, bana guzel reklam gosterse benim de isime gelir yani. Ama problem kitlesel olarak bu bilgilere ulasmasi.
Cambridge analytica ve abd secimleri diye aratabilirsiniz. Ben hala kararsizim. Daha dogrusu kimse signal ya da telegrama gecmezse (telegram sahibi rus ama zaten rusyayla veri paylasmadigi icin putin kisitlamis filan bir seyler var) ben ne yaparim bilemiyorum henuz :/

İş arkadaşımın biri panik oldu ve sildi. Telegram'ı Türk yapımı zannediyormuş. Vatsap'ı silin oraya gelin diyor. Bir panik olmuş görmeniz lazım. Durum filan paylaşıp Telegram'a davet ediyor milleti. İş yerinde kafa dengim yok. Muhabbetimin olduğu birkaç kişi var, bu da onlardan biriydi.. Böyle şeyleri görünce yine ''Nerede çalışıyorum ben ya'' diye düşünüyorum ama mecbur çalışıyorum ne yapayım ya.

Ben sileceğim. Veri meri işlerinden ziyade Avrupa'ya bunu zorunlu kılmıyor çünkü onların hukuk sistemi buna elverişli değil. Bizim gibi Ortadoğu ülkelerine bunu dayatmaları canımı sıkıyor.

panik yapacak bir durum yok aman beni takip edip ne yapacaklar ben kimim kafasıda tehlikeli sen tek başına kimse değilsin evet ama "büyük resim" önemli. bence bir tepki verilmeli bu konuya haksız değil tepki verilmesi özellikle benim gibi iş için kullananlar firmalar bi zahmet whatsapp falan kullanmasın zaten baştan da saçmaydı işte kullanılması. iş yerim yüzünden silemiyorum maalesef işler oradan yürüyor şuan biz de.

bir de sıkıntı şurada sanırım adamlar ya kabul edersin ya da kabul edersin kafasında bunun değişmesi lazım ya da. veya alternatif daha da şeffaf uygulamara geçilsin.

gramajlı kağıdı verirken yazıcıya ayar yaptıysanız. onu eski haline çevirin. hala gramajlı kağıda göre çekmeye çalışıyor olabilir. ayar yapmadan gramajsız kağııt verdi iseniz muhtemelen "pick up roller (sanırım türkçesi kağıt pateni)" bozulmuş olabilir. bu durumda değişmesi gerekir.

youtu.be
Aynı problem bende de vardı şu videoyu izledikten sonra çözdüm olayı.

6 yıldır macbook pro'yu korumasız kullanıyorum. Ufak tefek şeyler elbette var ama genel itibariyle kozmetik olarak 8/10 diyebilirim.

Macbook Air'in ince olması en önemli özelliklerinden biri zaten. Ekstra koruyucu plastikler takıp kaba bir yapıya büründürmek mantıksız geliyor bana. Önermiyorum.

yani dikkat edilecek cok bisi yok, telefon kilifi gibi istersen 1 liraya da var 100 liraya da. hepsi de hemen hemen ayni isi yapiyor. seklini semalini begendigini alabilirsin

Aliexpress'den almıştım 2 yıldır kullanıyorum bilgisayarım ilk günkü gibi.
Mcstorey'de kullandım 1 aya çatladı kılıf iade ettim.
Alırken doğru almaya dikkat edin PC arkasında kodu yazıyor ona göre alın

Neopren sleeve denilen kılfılardan alırım hep, tabletime, oyun konsoluma, laptop'uma. Yapısal bir korumadan ziyade çizilme ve minör vurular için güzel bir koruma sağlıyor.

Dalgıç kıyafeti gibi yumuşak bir kumaştan cihazı saracak tam oturacak bir kılıf. Çantaya atarken kullanmalık, hep üzerinde duracak bir şey değil.

Şu hardcover denilen zımbırtılardan almayın hem aluminyum'un soğumasını engelliyor hem cayır cayır çiziyor takarken çıkarırken.

2 yıldır kullanıyorum, sürekli sağa sola yanımda götürüyorum. Şimdiye kadar hiç kılıf takma ihtiyacı hissetmedim, hala ilk aldığım gün gibi.

android telefonumu hem cam koruyucu hem de kılıfla birlikte kullanıyorum ama macbook için kılıf gereksiz bence.

alıp görüntüsü bozmayın.

kablo yerine usb bluetooth receiver al

3,5mm cakın iki ucu da mı 2 çizgili? kablo üzerinde mikrofon bölümü yok mu?

İki tarafı da 2 çizgili, maalesef yok.
Bluetooth oyunlarda gecikme yaratabilir?

Ders gibi olur mu bilmiyorum ama pearl jam’in jeremy isimli şarkısının güzel bir hikayesi var. Evde anne babadan ilgi görmeyen, okulda diğer çocuklardan şiddet gören jeremy en sonunda elinde silahla sınıfa girer. Öğretmeninin ve öğrencilerin önünde intihar eder...

ders olur mu bilmem ama dert olmuş :-)
Beethoven Giulietta Guicciardi'ye aşıktır. Ama babası Beethoven'dan daha zengin biriyle evlendirir. Beethoven'e dert olur tabi ki. ortaya Moonlight Sonata çıkar.

www.eksd.org.tr

ogrencikariyeri.com

www.hurriyet.com.tr

Shostakovich 7. Senfoni, leningrad senfonisi?

meditasyon nefes egzersizi ben de ise yarıyor ozellikle meditasyon

Şarkı söyleyerek, iki bira içerek, sevdiğin şeyleri yiyerek, sahilde oturup hiçbir şey yapmadan mal mal boşluğa bakarak...

inançlıysanız dua etmek
tatsız ruh halini resetlemek için uyuyup uyanmak, duşa girip çıkmak da etkili :)

Bende zen meditasyonu ise yaradi. ilgini cekerse persembe aksam zoomda bulusup beraber meditasyon yapiyoruz.

hafta sonu damıtımcı arkadaşlarla bahçede, mesafeli damıtım rakı tadım toplantısı olacak.
herkes kendi rakısını getirecek sen de katıl istersen.
stres nasıl yenilirmiş görürsün :-)

ben bugün bir eğitim aldım zaman planlaması ile ilgili. normalde böyle kendine yardımdır yok iş hayatında nasıl göklere çıkarım yok on adımda on iki adım (bkz: yiğit özgür) şeylerine hiç güvenmem, pazarlamacı işi gibi gelir. ama eğer işlerin nedeniyle strese giriyorsan -ki genelde bu nedenle giriliyor gördüğüm- ufak bir zaman matrisi ile ve tabi ki plana sabit kalarak nispeten stressiz olabiliyorsun.

ha, eğer özel hayatın (aile, arkadaş, sevgili vs vs) ile ilgiliyse durum, sorunun kökenine inip çözmesi en mantıklısı. aslında bu herşey için geçerli, strese giriyorsan orada bir sorun var demektir. o sorunu çözersen stres -tamamen bitmese bile- azalır.

eğer benim gibi okbli isen ve pandemi döneminde toplu taşıma nasıl kullanıcam derdin varsa, onu bilemedim XD psikiyatrik bir problem varsa uzmanı ile çözmesi en iyisi.

son olarak, okul-eğitim hayatı ile ilgili olan şeylerde de en yukarıda bahsettiğim iş yaşamı için olan zaman planlama matrisini kullanabilirsin. nette aratınca çıkar sanırım.

eğer müzik kulağın varsa sana bir müzik göndereceğim. Yapman gereken şu: Bu müzik yaklaşık 15 16 dakika sürüyor. Ve trampet ritmi hep aynı, hiç değişmiyor. Eline iki kalem ya da uzun sopa alıyorsun bir de yastık buluyorsun(parmaklar da olur). Sonra başlıyorsun bu ritmi çalmaya. Hiç kolay değildir 15 16 dakika boyunca aynı ritimi bozmadan çalmak. Bu da beyninin tamamen buraya odaklamanı sağlayacak ve ritimden başka bir şey düşünmeyeceksin. Müzik bittiğinde kuş gibi hafifleyeceksin. Kulaklıgın varsa öyle dene
müzik: (git: www.youtube.com

eğer zorlanırsan notalısını bırakıyorum, en soldakine bakarak çalmaya çalış. :) Sonra gözünü kapatabilirsin
(git:www.youtube.com )

en azından bir süreliğine idare eder seni

pazar payi kazanmak icin ekstra indirim yapiyor getir, menulerin fiyatlari ysepeti'yle ayni, restoranlarla farkli indirim anlasmalari var sadece. indirimin yarisini getir yarisini restoran mi karsiliyodu oyle bisi okumustm burda. "aa meger ucuzmus restoranlar xD" durumu yok yani

hjarteblod +1

benim gözlemim burger king ve macdonald's dışında restoranların fiyatları getir'de de, yemeksepeti'nde de aynı. getir bira tanınmak adına ekstra indirimler yapıyor. sürekli böyle olacağını sanmıyorum. Bir yere kadar böyle devam eder. Sonra yemeksepeti'nin jokeri gibi arada indirim yapar.

Burger ve Mac'te durum niye farklı bilmiyorum ama mağazada 15 liraya bile menü alabilirken yemeksepetinde 25 liradan aşağı menüsü yok.

1 aydır ben de ucuza alıyorum valla. %50 getir %50 restoran diye biliyorum ben de.

normalde 30 tl verdiğimi 15 tlye alıyorum kaç seferdir. bazı restoranlar fiyat artırıp %50 gözükse de sadece getir'in kısmı indiriyor. kimisi direk 2 kat fiyat verip o indirimi de cebe atıyor.

Getir reklam bütçesini buna ayırıyor sanırım.

benim bölgemde çok saçma kampanyalar yapıyor ama. Gönderim limitini "indirilmiş fiyat" üzerinden hesaplıyor.(sizde de öyle mi? veya restoran 20 liraya gönderiyor mu?)

Diyelim 60 liralık bişey aldım 30'a düştü, gönderim limiti 40 lira olduğundan 80 liralık al 40'a düşsün öyle gönderir restoran diyor.

@nhk ni youkosu
Eskiden böyleydi ama şu anda 30 tl alt limitli yerden 15 tl ödeyip bir şey alabiliyorum.
Söylendiği gibi yapılan indirimin yarısı getirden oluyor, güzel bir şey, yıllar sonra yemeksepetine rakip bir ürün çıkıyor gibi bakalım gelecek ne gösterecek.

getiryemekte minimum sipariş tutarı yemeksepetine göre daha yüksek. indirimli alsanız bile minimum sipariş tutarını garanti etmeniz gerekiyor(indirimli hali ile). benim karşılaştığım restorantların yemeksepetinde minimum sipariş tutarı 20 lira iken getiryemekte 25 lira, 30 liralık bir menüde indirim kullanmaya çalışınca 25 liranın altına düştüğü için siparişi veremiyorsunuz.

kazıklanıyorduk.

ilk defa yemeksepeti indirim olaylarına girdi yıllardır. şu an onlar da bazı resorantlarda %25 - %50 indirim geliyor

Ben de artık Yemeksepeti kullanmıyorum, getir resmen öğrenci dostu oldu.
Ek bilgi vereyim: bazı restorantlarda minimum tutarın altında bir şeyler sipariş verdiğimde ilginç bir şekilde kabul ediyor. Sizler de deneyin belki işe yarar.
Aynı zamanda zomato'ya da bir bakın derim. Orası da bazen %50 indirim yapıyor. Yukarıda yazdığım bug'un aynısı zomato da oluyur.

Amazon kalitesi ile çok kolay iade edebilirsiniz. Müşteri hizmetlerini bile aramanız gerekmeden. Bu konuda Amazon gerçekten şaşırtacak kadar iyi.

Earbuds basic 2 alacaksanız Hepsiburada'nın kendi sattığını alabilirsiniz hocam, orjinal çıktı benimkisi. Ama Amazon üzerinden alabilme imkanınız varsa muhakkak oradan alın, 20'den fazla alışveriş yaptım bugüne dek hiç bir sorunla karşılaşmadığım gibi ilk siparişimde benim aptallığım olan bir adres yanlışlığını bile kargo elime ulaşana dek her gün aranarak bilgilendirme yapıldı tarafıma. Neden bu kulaklığı Amazon üzerinden almadığıma gelecek olursak ilginç bir şekilde alışveriş yapacağım sırada Amazon benim iş bankası banka ve kredi kartını bir türlü kabul etmeyince Hepsiburada üzerinden mecburen sipariş etmek zorunda kaldım. Hepsi jet taşımacılığın saçmalığı haricinde bir sorun yaşamadım.

Sorunuz buna yönelik değil biliyorum ama bilmelisiniz ki çok üst düzey performans beklemeyin hem mikrofon hem de kulaklık açısından. Günlük bir şeyler dinlemek ve tam kablosuz kulaklık deneyimine başlangıç için yeterli sadece. Şimdi sennheiser momentum modeline göz diktim, bir kaç aya ona geçiş yapacağım.

Driver'ı silip tekrar yüklemeyi denediniz mi?
apogeedigital.com

@kadera
deneyeyim.

@kalt
e işim bitince aleti kapatıyorum akşam? :)


edit:
sürücüyü kaldırdım. programı da.
hepsini baştan güncel olarak yükledim düzeldi. teşekkürler.

Eğer yanlış bilgi paylaşıyorsam bilen biri daha doğrusunu bizlere anlatabilir.

Bilgisayarı açıp kapatmak iyi bir şey değil, uzun süre bunu yaparsanız soğuk lehime maruz kalabilir. Bu ne demek, işlemciler gpu chipsetler ortalma 50/60 derecede çalıştığını varsayarsak her bilgisayarı açıp kapattığınızda sıcak soğuk ilişkisi chipsetlerin bağlandığı noktalarda etki edecektir. Aynı zamanda bir forum sitesinde okuduğum bir yazıyı sizinle paylaşayım:
Macbookun optimizasyon icin calistirdigi UNIX scriptleri var (gunluk, haftalik ve aylik olmak uzere 3 tane) ve bu scriptleri genellikle belirlenmis bir zamanda calistiriyor (genelde cuma aksamlari) eger bilgisayari surekli kapatirsaniz surekli olarak bu vakitleri kaciracagindan duzenli yapilmasi gereken bakimlari da kacirmis olacaksiniz ki bu ileride performans problemleri de yaratabilir. Bilgisayar uykudayken calisiyor bu scriptler. Sirf bu sebepten bile surekli uyutarak kullanmanin daha saglikli olacagini gorebilirsiniz (bu arada bu scriptleri Onyx uygulamasi ile manual olarak da calistirabiliyorsunuz)

Öncelikle kontrabas başka akorlar çalmaz çünkü öyle bir enstrüman değil. Yanlış yazdığı varsayarsak söylüyorum.
Kulağın caz müziğine aşina olmadığı için kontrabas kulağına yabancı geliyor. Normaldir. Biraz dinleme ile bu yabancılık hissi ortadan kaybolacaktır. Caz biraz kaos bir müziktir ama bu kaos düzen içinde bir kaos gibi düşün. Kök seslere 9 11 13 15 17 gibi aralıklar bolcana kullanıldığı için herhangi bir tonaliteye oturması zor. Yeri geliyor ki kök sesler bile kullanılmıyor. Sürekli altere sesler, köksüz akorlar, gecikmeli armoniler kullandığı için de bu yabancılık oluşturuyor.
Piyanistin burada doğaçlama yaptığını sanmam ama ne yetenekli insanlar var bir oturuşta neler çalıyor.
Bir de caz müziğini kayan yağlı bir müzik gibi düşün, kimse birbirini yakalamaya çalışmıyor bir şekilde zaten buluşuyorlar. :)
Caz bilmemene rağmen güzel sorular sormuşsun ama.
Ben sadece caz dinleyicisiyim bu arada, pek alanım dahilinde olmasa da caz'ın doğuşunun temelini bildiğim konulara hakimim. Belki lisanslı bir "cazcı" arkadaş sizi daha iyi aydınlatabilir.
Sevgiler

youtu.be

amazon.com.tr şu kodu 43417-5

Modaratörlere uyarı: amazon linkleri neden olmuyor

urun detainda 10,6 m2 yaziyor,

ama olcu verisi cok sacmaymis,

bu arada muhtemelen 8*8 dedigi, urun rulo seklinde ve rulo capi 8 cm.

tahminim: 106 cm en X 10 m boy = 10,6 m2

şurada ürün 10m2 ama arada acayip bir fiyat farkı var, benim de kafamı karıştıran 8,5 x 8.5 olması

www.gittigidiyor.com

Paylaştığın link içinde Türkçe karakter olduğu için link olmuyor.

tinyurl ya da bit.ly tarzı link kısaltıcı kullanıp paylaşabilirsin.

Abi rulo halde olcusu o. Hesaplarsan 1 metrye 10 metre gibi bir olcusu var acilip uygulandiginda 10 m2 alan kaplar diyorlar yani.

Verilen ölçü kargolama için kutu/rulo/paket ölçüsüdür. Kapladığı alan yazılmış bilgilerde 10 m2, diğerleri +1.

Fiyat oldukça avantajlı, diğeriyle aymı ürün.

alkol ile silmeyi dene bir de. o tabaka tamamen ortadan kalkmadan yapışkanlık gitmez.

aseton kesin sonuç

Alkol yok da asetonu deneyebilirim akşama :)

Sonucu yazarım

o lastiklerin (kaucuk gibi) belli bir omru var. o yuzden sakiz kivami gibi oluyor bazen, alkolle silmeyi deneyin ama muhtemelen etkili olmayabilir, omru vefa etmiyor bazi plastiklerin

Aseton ve bulaşık süngeri ile ilk günkü gibi oldu.

Tuşlara dökmeyin, ben bol bol döktüğüm için bazı tuşların rengi attı :)

terazi burcu musun?

böyle bir grup insan var ben öyle değilim ama yadırgamıyorum. konsantre olmaya çalışmak lazım. mesela hayatına aldığın kişi seni nasıl motive ediyor, o motivasyonun kaynağını bulursan kendi kendineyken de devam edebilirsin. bunu hissettiğini anlamış ve itiraf edebiliyor olman bile süper bu arada.

Valla bende öyle bir durum yok.

tam tersi, işimde daha başarılı oluyorum. o kadar ekstra zamanın oluyor. yeni ilişkiye girmek için çok fazla efor sarfetme. yalnız kal bir süre. zorlayarak değil, kendiliğinden olan daha sağlıklı.

Merhaba,
Icha direct olarak burçtan girip beni 12 den yakalamış.Ben de senin gibi düşünüyordum ve bazı bazı zamanlar sürekli bu durum kafamda peyda oluyor ve çok rahatsız ediyor.Etrafındaki kişilerin sürekli ilişkilerden bahsetmesi ya da çevreden baskı yemen kafanda eminim ki şöyle bir soru uyandırıyordur;"Bu insanlar bu şekilde çok mutlular,ben de hayatımda bana destek olacak birini bulsam? Çalışıyorum yapıyorum ama kim için? Kendim için yapıyorsam zaten 3 değil 2 de kazansam mutlu olurum bu kadar çabamın sebebi nedir?" gibi gibi bir sürü soru geçiyor aklından çokca.Sana şunu söyleyeyim sayın dostum,bu benim bu zamana kadar yaşadıklarımdan çıkarmış olduğum bir sonuç sende nasıl vuku bulur bilmiyorum.Ben de senin gibi birini bulduğumda mutlu olurum amacıyla sürekli aramaya başladım,işim hep sekteye uğradı,motivasyonu sağladığım her şeyim elimden bir bir kayıp gitti tutmak için ekstra çaba harcamak zorunda kaldım.O'nu bulduğumda tüm bunların sonu olacak feraha çıkacağım sandım ancak ne oldu tahmin et ? Aradığım kadar bulamadım,aradığım kadar dışlandım,hep reddedildim kabul görmedi çabalarım,bir sürü etiket yüklediler üzerime ve kendimce yetiştirmiş olduğum karakterimin,şerefimin,adabımın hepsini kaybettiğimi görmeye başladım.Kısacası olmadığım birine dönüştüm,etrafımdaki güzel insanlardan da uzaklaştım,sonrasında o güzel insanlara geri dönebilmek için bedeller ödedim.Kısacası arkadaşım,kendine yaslanan dik yürür,eğer kendini kaybetmek istemiyorsan motivasyonunun o'ndan gelmeyeceğini bilmeni isterim.Sen kendine iyi bak,kendini olabildiği yere kadar geliştir ki,EN ÖNEMLİSİ KENDİNİ BİL ki,karşına çıkan insanı da rahatça tanıyabil.Fazla hassas davranırsan enayi yerine koyacaklar,fazla sert olursan seni yargılayacaklar,fazlaca seversen de başkasına yar olacaklar.2'li ilişkiler sanıldığı kadar kolay değil sana dert katar olduğundan daha da kötüye gidersin hiç farkında olmadan.Gözünü bir açarsın hayatın kaymış.Ya da doğru zamanda doğru biri çıkar sana bu hayatı sevdirir arkadaşım.Anektod olarak şu sözü buraya bırakayım;"Yaratan bizi her şeyde kısıtlı yaratmıştır,sadece sevgide sonsuz yaratmıştır."Sevdiğimiz şeylere hep sonsuz sevgi besleriz,bu yüzden hak edene ver,hak etmeyen bunu değersizleştirir ve sen de değersizleşirsin...Sevgilerle.

+1 motivasyon kaynağı olarak düzgün bir ilişkiyi kullandım hep şimdi boş beleş işlerle uğraşıyorum

Tam tersi birden çok şeye aynı anda odaklanma sorunum var galiba. Önemli bir işim varsa yalnızca o işe odaklanırım, mükemmeliyetçiyim. Çoğu zaman sevgilime arkadaşlarıma zaman ayıramam. Böyle hissetmenizin temel nedeni ne o önemli. İlgi isteği, bağımlı kişilik yapısı, sevgi ihtiyacı vs. hepsi olabilir.

ben de senin gibiyim, iyi bir ilişkim olunca kendimi daha özgüvenli, mutlu ve huzurlu hissediyorum. Her şeyi yapabilecek gibi hissediyorum. Hayatımda biri olmayınca hayat daha sıkıcı hale gelmeye başlıyor. Motivasyonum düşüyor.
Yalnız değilsin

Ben de sizin gibiyim. Düzenli olarak terapiye gidiyorum. Bu arada psikoloğum, hayatına yeni birisinin girmesinin elbette yaşam enerjini yükselttiğini, motivasyonun artmasının normal olduğunu söylemişti. Ama burada hassas bir çizgi var, eğer sevgilisizlik yaşam kalitesini ve iş hayatını oldukça fazla etkiliyorsa, işte o zaman çözülmesi gereken travmatik vs. psikolojik bir durum olabilir. Yani tek şart terapi bence.

Var. Ben de kaliteli bir ilişki aradığımdan uzun ve güzel bi ilişkimin bitiminden sonra 2 seneyi geçik süredir oradan oraya savruldum resmen.

Niye? Çünkü o kadar güzel bir ilişki tekrar bulabilirim, tekrar yaşayabilirimi göstermek belki kendime. Belki tekrar o ilişkide elde ettiğim gücü bulmak.

Ama noldu? Daha beter oldu. Oradan oraya savruldum. Malesef hissizleşme de başladı. Zor cidden. Duygusal bir yapım da var. Cidden bazen zor geliyor.

700 liraya set çok zor. alacağında büyük ihtimal oyuncak olur. xbox one gamepad daha mantıklı bence bütçe kısıtlıysa.

thrustmaster t300 veya logitech g serisinin altında bir ürünün çok işe yarayacağını sanmıyorum

Ben ikinci el baya eski bir şey almıştım. Uygun fiyata da. Deniyerek alırsan daha iyi bir şeyi daha ucuza alabilirsin. 2 sene olacak arada kullanıyorum bir problem olmadı. Satıcıyla anlaşırsan birkaç gün denemek için sende kalırsa o zaman daha sağlıklı bir alışveriş olur.

Araç benzin+lpg mi? Lpg'de çalışırken mi bu sorun yaşanıyor? Yakın zamanda filtreler(hava,yağ,yakıt) değiştirildi mi?

Yakıt güvenilir yerden mi? Yakıtta sorun olabilir. Yakıt problemli ise, depo boşaltılmalı.

*Alkaya opel.
*Gaziemir'in oradaki sanayide Ege Guven.

Benzin + LPG, hem benzin hem LPG'de yapıyor bu sorunu. 3 ay önce değiştirildi. Yakıt OPET'den alıyor.

Güzel ama ingiliççe arattım. "This means that coolant has somehow leaked into the combustion chamber. This could be caused by a few things, such as a blown head gasket, cracked engine block, or cracked cylinder head."

Soğutucu sıvı bir şekilde yanma odasına sızıyormuş. Şişmiş kapak contası, çatlak motor bloğu, çatlak silindir başı(motor üst kapağı bu olsa gerek) gibi durumlardan kaynaklanıyormuş. Ustanın, motor üst kapağını değiştirmesinin, durumu kötüye de olsa etkilemiş olması, sorunun o bölgede olduğunu kanıtlıyor. Ya kötü işçilik ya da yanlış/eksik parça-işlem sonucu böyle oldu.

One Flew Over the Cuckoo's Nest mi?

Edit: Korku filmi demişsiniz gerçi bilemedim şimdi:/

Wrong turn serisinden birini hatirlatti bana

www.whatismymovie.com

Cinnet Gecesi - Asylum Blackout

www.youtube.com

parmak yeme detayından hatırladım kesinlikle Wrong Turn 4: Bloody Beginnings (2011)

Cinnet gecesi evet. Tesekkurler @iwasborn...

coconut battery indir, pil yüzdesine bak. döngü bi şey ifade etmez tek başına.

eksiup.com

şarj durumu iyi olmasına rağmen nasıl bu kadar sürede bitebilir. Fabrikanın ön gördüğü saat 10. Arka planda çalışan ağır bir şey yok ve 3 saatte bitmesi normal mi?

Macbook air, Catalina 10.15.7 (19H2) sürümündeyim. Son güncelleme sonrası pil, servis öneriliyor uyarısı vermeye başladı. Öncesinde çok rahat 7+ saat kullanım vardı. 1154 cycle ve pil sağlığı %68e düştü. Şu an 3 saat civarı gidiyor. Pil sağlığı baya düştü ama kullanım süresinin bu kadar düşmesi son güncelleme sonrası oldu. Big Sur'a yükseltmeyi düşünüyordum ama şimdilik vazgeçtim.

pil ikonuna tiklayinca hangi uygulamalar fazla enerji tuketiyor gosteriyor, bir fikir verebilir.

en son the boys'u bitirdim güzel, şimdi the office izliyom

the boys, fleabag, psyche

The good omens.

mrs. marvelous maisel, the boys, fleabag, goliath. çerezlik olarak upload

Fleabag, the boys, mr monk bitirdim this is us izliyorum simdi de

Justified
Bosch
The boys

Tabii ki Bosch. Efsane dizidir.

Undone

Birkaç kişi önermiş zaten ama etkisi artar belki diye ben de söyleyeyim; fleabag

Biraz önce boys birinci bölümününü izledim buradaki önerilerden sonra. 1 saatim çöp oldu. Süper kahramanlı klişeleri bol çocuk dizisi. Pasif karakter evde 31 çekerken bir anda önemli birisi olur. Eminim diğer bölümler de bu söylediğimi pekiştirir.
Ben prime'da house md. İzliyorum. İzlemediysen tavsiye ederim.

mozart in the jungle

house md.

www.gittigidiyor.com

bu kulaklık nasıl?

razer kraken tavsiye edebilirim. tüm profiller için kefilim.

www.laroche-posay.us

türkiye'de bulunan bir ürün, link türkiye linki olmasa da.

Bioderma Sensibio AR kullanıyorum rose için. İnanılmaz iyi geliyor. Birçok çeşidi var Bioderma'nın bakabilirsin. Biraz pahalı ama

avene comedomed

eğer tek mikrofon kullanacaksan 4 girişli bir ses kartı alırsın. 2 pre 2 de line seviye giriş olur üzerinde. paranın yettiği en pahalı kartı al.

audient id 14

bu tür ürünlerin mono olarak left ve right çıkışı olur, 2 mono da 1 stereo yapar.

günümüz ses kartlarının da genelde 2 kanal mikrofon preamplisi olur, 1 ve 2 kanal olarak.

bu mikrofon preamplilerinin dış tarafına xlr mikrofon bağlarsın, iç tarafındaki girişlere de 3.5 inch çivi mono jack bağlarsın.

bazı ses kartlarında line in enstruman girişleri arkada olabilir.

mikrofonu klavyeye bağalamak amacındaysan dinamik bir vokal mikrofonu alırsın.

yok ben ses kartına bağlıycam dersen condenser de alabilirsin. condenser mikrofonlar 48volt phantom power ile beslenir, bazı yüksek kalite mikrofonların kendi phantom trafoları olur ama genel olarak ucuz mikrofonları ses kartı ile beslemen gerekir, tabi bu kondenser mikrofonlar için geçerli.

ses kartı olayı çok detaylıdır, mesela sırf klavye bağlayacaksan orta kalite bişey olabilir, yok ben gitar giricem, vokal kaydedicem, pahalı mikrofonlar kullanıcam dersen, bu işin endüstri standartları universal audio, ssl ve apogee gibi markalarla dönüyor. ssl2+ plus yeni çıkan ve çok merak edilen, tercih edilen bi kart, ssl ürünleri sadece çok pahalı stüdyolarda olduğu ve kendine has karakteristlik bir preampli sound yapısı olduğu için ufak çaplı işletmeler ve ev kullanıcıları için çok uygun oldu. ben kendi kartımı almasaydım kesinlikle ssl 2+ alırdım.

ben presonus 24c kullanıyorum, esnek bir kart. preamplisi şahane değil ama behringer m-audio gibi kötü de değil. 26c alsaymışım daha mutlu olurmuşum.

bu ses kartının bir özelliği de android, apple tablet ve telefonlara bağlayabiliyorsun. gerçi ne işime yarar bilmiyorum ama öyle işte hehe

orta kalite ses kartlarında ssl2+, focusrite, presonus ve steinberg ve böyle bi kaç marka daha var tutulan.

uyumluluk çok önemli, hem windows hem mac de sorunsuz çalışan bi kart olmalı.

bunların da dışında dsp yani kendinden effect işlemcisi olan kartlar var, universal audio gibi pahalı kartların dsp kartları, modülleri ayrı satılır falan.

İkinci el fiyatlarını bilmiyorum ama Samsung temiz S8-S9 vb. en üst hangisi o fiyata alınabiliyorsa o.

iphone 7 de hala sorunsuz tabii.

samsungun sana getirecegi fark nedir ?

daha kaliteli olması?

gebze de bir firma biliyorum bu tür iadeleri onarıp sıfır ürün haline getiriyor

Hepsi buradayı bilmiyorum ama amazon gelen iadeleri toplayıp palet üzerinde karışık satıyor.

yanlış anlaşılmış olabilirsin: Hepsiburada iade etmek istediğin ürünü geri almıyor xd

Eğer ürün sadece cayma nedeniyle iade ediliyorsa sonra başkasına satılıyor.

İade ürünler yeniden paketlenip satılıyor genelde :)

Mpkmini 2

Native instrument de iyidir yazılım ve plugin desteği veriyordu

bende AKAI MPKMINI2 var bence daha aşağısını düşünmeyin.

Bu arkadaş tahminimiz odur ki bu ürünleri FL de kullanacak, çalıştırır dizi hepsi

Gerçek anlamda çalınabilir mini midi klavye benim rastladığım korg microkey serisi ve arturia keystep

Attığınız linktekilerin çalım hassasiyetleri gerçekten çok kötü ve 25 tuşlular. Üzerindeki pad'ler her ne kadar acemilerin çok hoşuna gitse de aslında klavye tuşlarıyla yapılamayacak bir özellik sunmuyorlar ekstra pad olmaktan ziyade.

Bin lira bütçenizle microkey 37 ya da 49 alabiliyorsunuz ki 49 tuş klavye üzerinde çoğu şeyi çalmaya yeten bir tuş sayısı. Tuş hassasiyeti ve yapı kalitesi olarak da korg bir enstruman çalıyor hissi veriyor. Ayrıca damper pedal girişi var azıcık ilerletirse işi isteyebileceği bir şey.

www.korgtr.com

(Bahsettiğim cihazları kullandım uzun süre)

Bu saydığımız bütün midi klavyeler class compliant tak çalıştır tüm işletim sistemlerinde ve yazılımlarda çalışır. İpad'la falan da çalışıyorlar.

nektar lx modellerine bak. Çok tutulmuş bir midi, ikinci el piyasası da çok canlı. satmak isterseniz çok rahat satabileceğiniz bir ürün.

ufak klavyeler benim için çok kullanışsız oluyor.

geçmişte 4 adet 88 tuş kullanmıştım, sonra o ara çok hantal geldiği ve yer kapladığı için 37 ve 49 tuş aldım.

şu an 49 tuş kullanıyorum.

sorunların başında kontakt içinden kullandığım seslerin articulation tuşlarına ulaşmamın zor olması, sürekli oktav in çık yapmam. transpoze kullandığım zaman articulationların yerlerinin kayması ve olayı iyice zorlaştırması.

şu an ki nihayi hedefim müzikten kazandığım ilk parayla 88 tuş native instruments klavye almak. çeşitli boyutları ve modelleri var. en kullanışlı özelliği articulationların yerlerini klavye tuşlarının üzerinde göstermesi.

ikincisi midi klavyede ne olmalı? pitchbend, modulation, octave +-, sustain pedal girişi, expression pedal girişi, start stop rec, ileri geri sarma bunlar hayat kurtaran şeyler. tabi bunlar benim için geçerli. sizin bunların modulation ve pitchbend haricinde hiç birine ihtiyacınız olmayabilir.

tabi bunlar da olunca fiyatlar artıp gidiyor. sıfır vereceğiniz parayla ikinci el sahibindenden ve lokasyon olarak yakın yerlerden bakmanızı öneririm.

ben korg triton taktile 49 kullanıyorum, padleri var ve hiç bi işime yaramadı, padlerle yapabileceğim şeyleri klavye tuşları ile yapabiliyorum.

en çok kullandığım düğmeler şunlar, oktav + ve -, rec start stop ileri geri cycle grubu, klavye üzerinden transpose ve velocity curve, fixed velocity değerleri girme, sustain ve expression pedal girişleri. expression pedalım yok ama ilk fırsatta almayı düşünüyorum muhtemelen sizin buna hiç ihtiyacınız olmayacak.

klavye üzerinde volume sliderlar, solo mute tuşları, pan tuşları, padler hiç bir işime yaramıyor, program içinden otomasyonunu yapabiliyorum.

bunların haricinde aftertouch, ribbon controller gibi özellikler olan alettler de var ama fiyat olarak aşırı uçuktur.

benim triton taktile 88 tuş olsaydı başka hiç bir klavye ihtiyacım olmazdı.

tabi usb girişini saymıyorum 2010 yılından beri hemen hemen tüm aletler usbdir veya hem usb hem midi in outludur.

ikinci kısıma geliyorum burası önemli.

eğer bilgisayarı mac değilse, asio 2.0 sürücülü ses kartına ihtiyaç duyacaksınız. bu asio 2.0 sürücüsü denilen olay ekran kartı gibi çalışır, nasıl ekran kartı kötü olan bilgisayarlarda oyun oynayamıyorsak, aynı şekildebu ses kartı olmadan çalacağımız sesler çalmaz, kaydedeceğimiz enstrumanlarda gecikme latency olur.

çeşitli başlçangıç setleri var, behringer, m-audio, presonus, focusrite vb vb gibi markaların.

bunların da dışında bilgisayarınında çok çok kötü olmaması gerekir.

yani klavye alsanız bile arkadaşınız bunu kullanamayabilir.

tt çok güzel tarifeler var. 10 gb bile alınabilir sanırım.

Turkcelle gec mis gibi 40 liraya cok rahat 4-5 gb tarifeler vardir

Telekom çekiyorsa seç beğen al
bireysel.turktelekom.com.tr

Turkcellden şöyle de verebiliriz
www.turkcell.com.tr

Bunlar benim öylesine yaptığım aramalarda çıkan sonuçlar. Belki sitelerinde daha uygun bir tarife bile olabilir.

çok ilginç: Vodafone'yi aradım hattımı taşıyacağımı söyledim, "aynı tarifeyi aynı fiyata devam edebileceğimi söylediler."

Daha önceki müşteri hizmetleriyle aynı fiyatta kalması konusunda konuştuğumda kabul etmediler, yumurta kapıya dayanınca kabul ediyorlarmış. Buna da şahit olduk.

5gb+1000dk = 39tl

www.turkcell.com.tr

Valla tutturabildiklerine iki kat, tutturamadıklarına aynı ücret seviyesinde teklif sunuyorlar. Ben müşteri temsilcisiyle pazarlık yapma şansınız varsa onu kullanmanızı tavsiye ederim. Başka operatöre geçeceğinizi falan söylerseniz iyi bir teklif yapabilirler.

Çevrede birisi wifi kırmaya çalışıyordur.

wifi ismini değiştirin ve görünmez yapın.
belki hedeften kurtulursunuz böylece.

ev arkadaşım internete bağlanınca oluyormuş bu hata. Nasıl çözebiliriz

hizliresim.com

dns problemi olabilir mi?

o oyun oynadigi icin giremiyor da olabilirsiniz. o oyun oynamaz, bilgisayari kapaliyken de sizin internetiniz yavas mi?

Yapmamis. Indirme ve gonderme qos etkinlestirilmemis. Modeminiz tp-link sanirim. Kisi bazli sinirlandirma var mi diye qos menusunde bant genisligi kontrolu'ne bakmaniz lazim.

torrenti koklemistir belki? modeme bagli olan cihazlari kontrol edin, hepsini kapatip sadece siz baglanip deneyin. speedtest yapip bakin bi de.

O çıktığında internet hızı normale döndü. Qos'da dediğim gibi bir şey kaydedilmemiş.
Yani o hep oyun oynardı ama ben video bile izleyebilirdim ama şimdiki durum çok farklı: Google bile zor açılıyor. Torrent kullanmıyor, bir şey indirmiyordu. Modem TD-W9970.
Şimdi internet hızım gene 220 Kbps...

ESET şöyle bir uyarı veriyor ARP zehirlenmesi, dns ayarlarına da kontrol ettim değiştiririm,sonuç aynı.
hizliresim.com

yeni bir wireless taktığımda 12 Mbps çıktı hız ve düzeldi. sanırım sorunu buldum: ARP önbellek zehirlemesi: ARP zehirlenmesinin en temel yöntemi ARP protokolünde kimlik doğrulaması yoksunluğunu suistimal ederek sahte ARP mesajını yerel ağ üzerinden uç sistemlere göndermektir. Bu saldırı kurban ile aynı hedef ağda bulunan işgal edilmiş bir uç sistem üzerinden veya ağa doğrudan bağlı olan saldırganın makinesi ile yapılabilir.

Genellikle buradaki amaç kurbanın uç sistemi ile saldırganın MAC adresini bağdaştırmaktır. Bu sayede kurbanın bütün ağ trafiği saldırgana yönlendirilecektir. Saldırgan afişe olmamak için kendisine yönlendirilen trafiği gerçek istikametine yönlendirir. Yine saldırgan bu trafiği analiz edebilir, yönlendirmeden önce veri paketlerini değiştirebilir (ortadaki adam saldırısı), bir hizmet reddi saldırısı başlatmak için kullanabilir veya paketlerin iletimini geciktirerek durdurabilir.